top of page

Dünya Tarihi Perspektifinden Yalıtımın Tarihi

Birçok kişi yalıtımın duvar aralarına yerleştirilen pembe katman olduğunu düşünür. Pembe katmanlar pamuk şekeri gibi görünmesine rağmen bu katmanlarla ilgi tam bir bilgiye sahip değildir. Pek çok kişi bilmese de, pembe katmanlardan farklı olarak birçok farklı yalıtım türü vardır. Peki,  İnsan sağlığını koruyan ve enerji tasarrufu yapmasını sağlayan ve ses, ısı gibi pek çok farklı türü olan yalıtımın geçmişi hangi yıla dayanıyor? İşte, yalıtımın yüzyıllar ötesinden gelen tarihi:

At Kılı Kullanarak Yapılan Yalıtımdan Bugünlere 

Yalıtım sistemi yüzyıllar önce ilk olarak Mısırlılar tarafından kullanılmıştır. Yalıtım sistemini Mısırlıların ardından Romalılar da kullanmıştır. Hatta, 1800’lü yıllarda yalıtım konusunda yazılmış birkaç eser de bulunmaktadır. Yalıtım tarihinde yalıtım sistemi uygulaması için sayısız form kullanıldı. Mantar, asbest, cam, plastik, köpük ve çamur bunlardan sadece birkaçı olarak sayılabilir. Eski zamanlarda Mısırlılar, ıssız ve sıcak bölgelerdeki evlerini soğutmak amacıyla yalıtım sistemi uygulardı. Soğuk kış aylarındaysa evlerini soğuktan korumak için, keten kumaşları ısı yalıtımı için tercih ederlerdi. Buna ek olarak kumaşlara papirüs astarları da eklemişlerdir. Yapılan araştırmalar doğrultusunda Mısırlıların evlerini, yaz aylarında güneşin kavurucu sıcağından korumak üzere kalın tuğla kullanarak inşa ettikleri ortaya çıkmıştır.

Yunanlılar ve Romalılarda Yalıtım Ne Durumdaydı?

Yunanlılar ise asbesti biliyorlardı hatta, asbest adını da onlar verdi. Asbesti yurt dışından aldıkları kölelerini ve krallarını cenazeleri için giydirmekte kullandılar. Ebedi tapınak alevlerinin fitillerini ve peçetelerini de yaparken de aynı materyali tercih etmişlerdir. Asbestin aleve dayanıklı özelliği Yunanlılara mistik bir çekicilik kazandırdı. Bunun yanı sıra Yunanlılar asbestle çalışan ve asbest kullanılarak yapılan giysileri giyen kölelerde akciğer hastalığına neden olduğunu kayda geçen ilk milletti. Ayrıca boşluk duvarlarını kullanarak evlerini nasıl izole edeceklerini de öğrenmişlerdi. İç ve dış duvarlar arasında sıkışan hava, mevsime bağlı olarak daha soğuk veya daha sıcak havanın dışarıda kalmasına yardımcı olur. Bu bilgi ışığında yalıtım, insanlık tarihinde zannedildiğinden çok önce kullanılmaya başlandı. Çünkü, insanın en temel ihtiyaçlarından bir tanesi barınmaktır. Dolayısıyla, ilk çağlardaki ilkel ev formlarında da bugünkü konforlu yaşam alanlarında da yalıtım, bir lüks değil temel bir ihtiyaçtır.

Eski Romalılar da kölelerini asbest beziyle giydirdiler. Restoranlar ve ziyafetler için asbest kumaştan masa örtüleri ve peçeteler yaptılar. Romalılar belki de antik dünyanın en ünlü mühendisleriydi. Onlar  da kavite duvarlı yapılar inşa etmek için yeterli bilgiye sahiplerdi. Romalılar ısıtılmış su borularını İspanya ve Portekiz'den mantarla izole etmeyi öğrendiler, böylece zeminin aşırı ısınmasından korkmadan zeminlerin altına yerleştirilebildiler.

Vikingler ve Avrupalılar Çamurla Yalıtım Yapıyor

Vikingler ve diğer Kuzey Avrupalılar, evlerini çamur ile yalıtmayı, çamuru binaların duvarlarının kütükleri veya kesme tahtaları arasındaki çatlaklara sıvamayı öğrendiler. Çamur, at veya sığır gübresi ve saman ile karıştırıldığında, harç olarak biliniyordu ve sade eski çamura göre  daha güçlü, daha iyi bir yapı malzemesi olarak kabul edildi. Kalın koyun yününden kıyafetler tasarladılar ve hatta evlerinin iç duvarlarını kaplamak için kumaş kullanmış olabilirler.

Taş, ev yapımı için bir kez daha moda haline geldiğinden, kumaş, Orta Çağ'da zenginler arasında yaygın olarak kullanılmaya başlandı. Bu heybetli taş yapılar cereyanlı, nemli ve soğuk olma eğilimindeydi. Büyük süslü işlemeli veya dokuma büyük duvar halıları, kısmen hava akımlarını engellemek ve kısmen nemi emmesi için iç duvarlara asılırdı. Zeminlerdeki talaşlar da insanların ayaklarının biraz daha sıcak kalmasına yardımcı olurdu.

Endüstri Devrimi ve Büyük Buhran Sırasında Yalıtım

Sanayi Devrimi sırasında, üreticiler yalıtım ihtiyaçları için bir kez daha asbeste yöneldiler. Buharla çalışan teknoloji, buharı ihtiyaç duyulan yere taşımak için çok sayıda sıcak boru anlamına geliyordu. Bu sıcak buhar tedarik boruları, asbest ile sarılarak işçiler için daha güvenli hale getiriliyordu. Buharlı lokomotifin icadıyla asbest talebi arttı. Aniden, fırın gömlekleri, kazanlar, borular ve hatta yük arabaları ısıya ve aleve dayanıklı elyaflarla kaplandı.

Büyük Buhran sırasında, ABD Güney ovaları bölgesinin “Toz Çanağı” sakinleri, un bazlı yapıştırıcı veya macunla kaplanmış kumaş şeritleri kullanarak evlerini boğucu toz fırtınalarından izole etmeye çalıştı. Bunlar daha sonra tozu dışarıda tutmaya çalışmak için pencere ve kapı çerçevelerinin etrafındaki çatlaklara yapıştırıldı. Şehir sakinleri, soğuk apartman dairelerini kış soğuğuna karşı biraz daha sıcak tutma umuduyla gazeteleri pencere çerçevelerindeki çatlaklara doldurdular.

Türkiye Açısından Yalıtım Perspektifi

Türkiye’de yalıtımın tarihi 1967 yılına kadar ısı yalıtımıyla ilgili yapılmış herhangi uygulama bulunmaz. Sadece bazı sanayi tesislerinde proses gereği asbest türü yalıtım malzemeleri kullanılmıştır. 1977 yılında Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından enerji tasarrufuna yönelik ısı yalıtım yönetmeliği hazırlanır ancak uygulamaya olanağı bulunamaz. Çünkü teknik elemanların anlayamayacağı bir düzeydedir. 1977 yılından itibaren yönetmelik birkaç defa revizyona uğrar ve 1985 yılında günümüzde geçerli olan bir yönetmelik ortaya çıktı. Türkiye yalıtım sistemi uygulanmasına 1967 senesinde kurulan cam yünü fabrikasının kurulmasıyla ve üretilmesiyle başlar. Firma kendi olanaklarıyla yalıtım sistemi yaptığı tanıtım çalışmalar, teknik ziyaretler ve  kongrelerle yalıtım sistemini tanıtmıştır.



 
 
 

Comments


bottom of page